İnsanoğlu her şeyin sınırsız olduğu cennetten, sınırların dışında gösterilen bir ağaca el uzatarak kıtlık paradigmasıyla yaşamaya terk edildiği bir dünyada yolculuk yapmaktadır. Daha fazlasına sahip olmalısın, daha fazlasını tüketmelisin düşüncesi dünya üzerinde neredeyse bütün toplumlarda insanlara dikta edilmektedir. Bu doğrultuda insanlar isteklerini ihtiyaç zannederek bir nevi kıtlık toplumuna dönüşmüştür. Birkaç çeşit yemekle doyabilirsin ama birbirinden leziz envai çeşit yemek bulunan açık büfeye ne dersiniz?

Açık büfelerde bulunan yemeklerin üçde ikisinin çöpe gittiğini biliyor muydunuz? Bir yıl içinde 214 milyar liralık gıda israfının yapıldığını, günlük bazda yaklaşık 5 milyon ekmeğin çöpe atıldığını biliyor muydunuz?

Gıda ve Tarım Örgütü, dünyada her yıl insan tüketimi için üretilen gıdaların yaklaşık %30’unun kaybolduğunu veya çöpe atıldığını belirtmiştir. Bu oran yaklaşık olarak yılda 1,3 milyar ton gıda atığı anlamına gelmektedir. Bir başka deyişle, her yıl kişi başına 190 kg gıda çöpe atılmaktadır (2011). Dünya Bankası’nın atıklarla ilgili 2013 yılında yapmış olduğu bir çalışmaya göre ise gıda atıklarının 2025 yılına kadar 2,2 milyar tona yükseleceği tahmin edilmektedir. Bu rakamlar hayli korkunç durmaktadır. Nüfusun her yıl kayda değer oranda arttığı günümüzde, sanayileşme ve teknoloji çağı ile birlikte hızla gelişen ve değişen dünyada, çeşitliliğin ve alternatif seçeneklerin çoğalması nedeniyle, bilinçsiz tüketimin artmasına paralel olarak, gıda israfındaki artış, devasa boyutlara ulaşmış durumdadır. Bununla birlikte aynı dünyayı paylaştığımız bir kısım insanların açlık sınırının çok altında yaşamaya çalışması da oldukça düşündürücü bir hal almıştır.

Turkiye’de gıda sektöründe depolama ve dağıtım aşamasında yaşanan israf, tüketim aşamasında yaşanan israftan çok daha fazladır. FAO raporuna göre ise yalnızca geçen yıl üretilen 60 milyon ton bitkisel ürünün 9,5 milyon tonu tüketiciye ulaşmadan heba oluyor. Farklı gıda türlerinin depolama ve dağıtım aşamasında, üretilen meyve ve sebzenin yüzde 28’inin israf olduğu, bu oranın tüketim aşamasında ise yüzde 5 olduğu bilinmektedir.

 

Bilinçli üretici kültürüne sahip The Snack Haus ailesi olarak, bu oranları yakından takip ediyor ve israfı önlemek adına elimizden geleni yapıyoruz. Dalından seçtiğimiz taze meyveleri yıkadıktan sonra şoklayarak donduruyoruz. Bu sayede meyvenin içerisinde ki suyun %98ini buharlaştırarak kıtır bir kıvam haline getiriyoruz. Türkiye’de özel dondurarak kurutma servisini veren ilk üretici firma olarak üretimde israfı %60’lara varan oranda önlüyoruz.
Biliyoruz ki ürettiğimiz her gıdanın yaşadığımız dünya üzerinde de çok büyük bir etkisi var.

Kaynak: http://www.worldbank.org/en/topic/urbandevelopment/brief/solid-waste-management